Hemşirelerin dilekçelerini verirken koordinatörünün onayının istenmesi

Hemşirelerin dilekçelerini verirken koordinatörünün onayının istenmesi 

Sayın Meslektaşlarımız,

Dilekçe hakkı hak arama özgürlüğünün en önemli araçlarındadır. Aynı zamanda Anayasa’nın 74. maddesinde düzenlenmiş ve koruma altına alınmıştır. Bir hakkın kullanımı için kamu makamlarına verilen dilekçelerin hukuki bir neden olmaksızın (ör: dilekçenin yetkisiz bir merciye verilmek istenmesi) kabul edilmemesi 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 121. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Maddeye göre “Kişinin belirli bir hakkı kullanmak için yetkili kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukuki bir neden olmaksızın kabul edilmemesi halinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur”

 

Bildiğiniz gibi birçok kamu idaresinde ilgililer tarafından verilen dilekçeler kayda geçirilmeden önce birim amirlerinin incelemesinden geçmektedir. Bu uygulama ile dilekçenin sevk edileceği birimin belirlenmesi ve yazışmaların düzen içinde yapılması sağlanmakta, başvuru sürecinin gereksiz yazışmalar nedeniyle uzamaması amaçlanmaktadır. Bu ve benzer uygulamalar, kurum içi yazışmada düzeni sağlama amacı ile sınırlı oldukları ve dilekçe hakkının kullanımını engellemedikleri sürece hukuka uygun kabul edilebilecektir. Dolayısıyla suç olan, amirin evrakları kayda almadan önce görmek istemesi değil; başvuru hakkının izne tabi tutulması, kısıtlanmasıdır. Özü itibariyle hakkın kullanımının bir kurum amirinin inisiyatifine bırakılmasıdır.

 

İdare birimlerdeki koordinasyonun birtakım idari yetkiler tanıdığı hemşireler aracılığıyla sağlanmasını esas almış, yetki devri usulünü benimsemiştir. Kurumdaki hizmet organizasyonunu tertiplemek idarenin yetkisindedir. Dolayısıyla belirli idari işlerin yürütülmesi için koordinatörlerin belirlenmesinde hukuka aykırı bir yan bulunmamaktadır.

 

Bununla birlikte hemşirelerin koordinatörlerinin onayı olmaksızın dilekçe verememesi hukuka aykırıdır. Söz konusu uygulama dilekçe hakkını amirinin inisiyatifine bıraktığından hak arama özgürlüğünün kullanımını imkansız hale getirmektedir. Yukarıda aktarılan kurum-içi düzeni sağlama amacını da aşmaktadır.

 

Bu kapsamda amirin onayı olmadan kayda geçirilmeyen dilekçeler nedeniyle, emri veren amir ve kanunsuz emri uygulayan evrak kayıt birimindeki memurlar yönünden; 5271 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 121. maddesindeki dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi suçunun oluştuğu düşüncesindeyiz.

 

Aynı sorun ile karşı karşıya kalan üyelerinizin,

  1. Tutanak düzenleme: Evrak kayıt birimi ile görüşerek davranışlarının suç oluşturduğunu açıklayabileceğini, dilekçeleri yine de kayda geçirilmez ise olay esnasında tutanak düzenleyerek suç oluşturan bu davranışı kayıt altına alabileceklerini,

 

  1. 112 İmdat Hattı: Tutanak düzenleyemedikleri takdirde 112 Polis İmdat Hattından dilekçelerinin kabul edilmediğini açıklayıp kayıt oluşturabileceklerini ve polis yardımı talep edebileceklerini,

 

  1. İadeli taahhütlü posta yolu: Kurum içi baskılar nedeniyle bu iki yolu kullanamayan üyelerinizin başvurularını iadeli taahhütlü postaya vererek çalıştıkları kurumun evrak kayıt biriminden geçirebileceğini,

 

  1. Doğrudan İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurma: Bu üç yoldan birini kullanmasına rağmen dilekçeleri kayda geçirilmeyen üyelerin, iadeli taahhütlü posta gönderim kayıtlarını veya düzenledikleri tutanağı veya 112 hattına bıraktıkları yardım kaydını dayanak göstererek başvurularını doğrudan bulundukları yerdeki İl Sağlık Müdürlüğüne verebileceklerini

bilgilerinize sunarız.

 

Ayrıca dilekçe hakkının kullanımını kısıtlayan kamu görevlileri ile kurum amirleri hakkında gerekli disiplin yaptırımları uygulanmak üzere ilgili yerdeki İl Sağlık Müdürlüğü’ne; cezai yaptırım uygulanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulabileceğini anımsatmak isteriz.

 

Saygılarımızla,