En temel insan hakkı olan “Yaşama Hakkı”, kişinin fiziksel varlığını sürdürebilmesinin güvencesidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (2. madde) uyarınca da herkesin yaşam hakkı yasalarca koruma altına alınmıştır.

Günümüzde giderek artan ve toplumun her kesimine yayılan şiddetin, insanların yaşam hakkını elinden alacak boyutlara ulaştığına şahit oluyoruz. İnsana, hayvana ve doğaya yönelik uygulanan şiddetin, hemen her gün fiziksel, psikolojik, düşünsel, kültürel, ekonomik ve cinsel olmak üzere birçok türüne maruz kalıyoruz. Anne karnındaki bebekten, yaşlıya, çocuk, büyük tüm insanlar ve diğer canlılar şiddet mağduru olmakta, KADIN cinsiyet ise şiddetten payına düşeni fazlasıyla almaktadır. Şiddetin sonuçları ise, sadece şiddete uğrayan mağduru değil, mağdurun çocuklarını ve ailesini, şiddete şahit olanları, duyanları, şiddet görüntülerini izleyenleri; bunlar vasıtasıyla tüm toplumu ve dünyayı etkilemekte ve şiddeti daha da beslemektedir.

Toplumumuz ve dünyamız için bir sağlık sorunu olan şiddetin önlenmesi, yeni nesillerin, toplumların sağlıklı olması ve barış içinde yaşaması için şiddetle topyekûn mücadele etmek zorundayız. Şiddet olaylarının durdurulmasına yönelik, şiddetin çok boyutlu ve karmaşık doğasını göz önünde bulunduran, gerçekçi ve çözüme yönelik, idari, yasal ve toplumsal girişimlerin yapılmasını istiyor; tüm yetkilileri, halkımızı ve meslektaşlarımızı duyarlı olmaya ve bu mücadelede yer almaya davet ediyoruz.

THD Genel Merkez